İlk yoğurt nasıl mayalandı? Yoğurdun şifasının sırrı ne?

1800lerin sonları 1900lerin başlarında yoğurt pastörize olarak eczanelerde satılmış bir dönem, ilaç niyetiyle. Bunu biliyor muydunuz?

Yoğurt gerçekten özel bir ürün olduğu neredeyse herkesçe kabul gören, şifa niyetine tüketilen ender yiyeceklerden. Kendisini tekrar mayalayan yoğurdun hikayesi şu soruyu sormaya başladığınızda bir paradoksa dönüşüyor "yoğurt eğer yoğurttan mayalanıyorsa ilk yoğurt nasıl elde edildi?"

Bu sorunun cevabı hala tam olarak bilinmiyor. Efsanevi lezzetin hikayesi de efsane. 6000 yıldır sofralarda şifa dağıtan bu lezzetin bütün sırları çözülemedi henüz. Yoğurt isminin türkçe olduğu ve neredeyse her dilde bu şekilde kullanıldığı düşünülünce orta asya taraflarında türklerce mayalanmış olduğu tezi kuvvet kazanıyor. Peki hangi yöntemle?
Bu konuda bir kaç denenmiş ve bu deneylerle kuvvetlendirilmiş yöntem var. En kuvvetli olanı karınca yuvasının toprağı ve yumurtasında bulunan bir enzimle yoğurt mayalandığı çünkü kimyasal yapısı en eski ve 6000 yıla yakın sonuçları veren testler bunlar. Gel gelelim hangi ilginç psikoloji "gel biz bu karıncaların yumurtasını, yuvasının toprağını süte katalım da bakalım ne çıkacak?" demiştir, garip :) Baharın ilk yağmurları ve hıdırıllezin çiğ taneleri bana daha masum gelen tezler. Yuva bozmaktan ve yumurta katletmekten evladır, diyorum. Bir hikaye sütünü sağan bir kişinin bakraçını dışarıda unutup bahar yağmuruyla mayalandığını fark ettiğini anlatıyor mesela. Diğeri de hıdırellez hediyesi olarak o bir kaç günün çiğlerinin sütü mayalayacağına inanıyor. Ve üstelik bazı yörük köylerinde hıdırellezin çiğleri hala her yıl mayalanıyor, mucize gibi. Bu ritüele katılabilmeyi çok isterdim. Aşağıda o köylerden bir tatlı insan Himmet dede size tam hikayeyi anlatmış. Okuyunuz :) Ve ya burayı tıklayarak da kendi ağızlarından tatlı tatlı dinleyiniz dedeyle Arzu nineyi :)


Kütahya'nın Tavşanlı ilçesine bağlı Yörük köylerinde bir yıllık yoğurt mayası, Hıdırellez ve bu günü takip eden 2 gün süresince sabah ezanı ile tan ağarması arasındaki vakitte doğadaki bitkilerin üzerinden toplanan çiy tanelerinden sağlanıyor.

 
Bu günler dışında çiyden alınan mayanın tutmayacağına inanan Yörükler, böylece Türklere özgü bir yiyecek olan yoğurdun bulunuşunu her yıl yeniden canlandırıyor.
İlçeye bağlı Çıkrıcak köyünde yaşayan Himmet Benli (66), AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''Madanlar'' lakabıyla tanınan atalarının eskiden oba hayatı yaşadığını, onların kış aylarını sıcak illerde, yaz mevsimini Kütahya'nın serin ormanlarında sayıları binlerle ifade edilen küçükbaş hayvanlarıyla geçirdiğini söyledi.
Atalarının Çıkrıcak ve Üyücek köyleri arasında meşe ve çam ormanlarında bir mezrada yerleşik hayata geçtiğini belirten Benli, ''Atalarımız burayı mekan tutmuş. Önceleri geniş bir aile düzeni içindeydik, sonra herkes kendi çatısı altında yaşamaya başladı. Ancak hala annemizden, babamızdan gördüğümüz gelenekleri sürdürüyoruz'' dedi.

-YOĞURDU HIDIRELLEZ'İN ARMAĞANI OLARAK GÖRÜYORLAR-

Benli, yoğurdu Hıdırellez'in bir armağanı olarak gördüklerini ifade ederek, atalarının inancına göre yoğurdun icadının öyküsünü şöyle anlattı:
''Aydın Yörüklerinden olan ve yazın Kütahya'daki yaylaklara gelen bir Yörük, göç yolunda koyundan sağdığı sütü bir ağacın altına koyduğunda koyulaştığını fark etmiş. Bunun nedenini araştırınca çiy tanelerinin buna neden olduğunu anlamış. O günü belirlemiş. Biz de Hıdırellez olarak kabul edilen 6, 7 ve 8 Mayısta otlara düşen ilk çiy taneleriyle ve güneş doğmadan önce akan suyla sütü mayalayarak yoğurdu yeniden yaparız. Bu yoğurdu yıl boyunca maya olarak kullanırız. Her yıl yeniden mayalarız.''
Genellikle süte katılan ve çalacak denilen yoğurt mayasının nasıl oluştuğunun pek bilinmediğini ifade eden Benli, eşi Arzu Benli'nin (66) bu geleneği çocuklarına öğrettiğini kaydetti.
Karakeçili Yörüklerinden olduklarını söyleyen Benli, ''çiy taneleriyle ve güneş doğmadan önce akan suyla her yıl yapılan yoğurdun tadına doyum olmadığını'' belirtti.
Hıdırellez sabahı güneş doğmadan önce çiy tanelerini toplayıp bahçesinde akan çeşmeden su doldurduğunu, eşinin ılıklaştırdığı sütü çiy taneleriyle mayalayarak 2011 yılı Hıdırellez'ine kadar kullanacakları mayanın elde edileceği yoğurdu soğumaya bıraktığını bildiren Benli, ''Bu sadece 6, 7 ve 8 Mayıs günü toplanan çiy taneleriyle olur, başka günlerde alınırsa tutmaz. Biz de her yıl yoğurdumuzun mayasını böyle yenileriz'' diye konuştu.
Benli, kendi aralarında maya değişimi yaptıklarını belirterek, ''nazar değer'' inancıyla bunun sadece akrabalar arasında yapıldığını söyledi.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Isırgan Otuyla Doğal Yoğurt Mayası Nasıl Yapılır?

Aa! Ekşi yoğurttan peynir yaptım, ekmek mayaladım :)

Bir çörek otu masalı