Az tüket, daha fazla üret!

Bir, sıfırdan fazladır çok sevdiğim bir söylem. Gerçekten hiç bir şey yapmamaktansa en azından başlamalı insan dedik biz de. Çıkış noktamız doğala daha yakın olmak ve bunu tüketimimizi minimalize ederek üretimimizi de en azından bir birim arttırarak yapabiliriz noktasında hem fikiriz.

Tüketimi minimalize etmek yememek içmemek yada hiç bir şey satın almamak değil elbet. Zamanla kazanılacak alışkanlıkları yavaş yavaş hayatımıza sokabildiğimiz sürece sağlıklı bir ilerleme sağlayabiliriz diye düşündük. Hayatımızdaki fazlalıkları gördükçe budaya budaya ilerliyoruz.



Ozon tabaksının delinmiş olması, suçlanan buzdolapları, deodorantlar yada sera gazları...
Bunları şehir efsaneleri şeklinde dinleyerek geçti ömrümüzün büyük bir kısmı. Aslını öğrenmek biraz okumak ve anlamaya çalışmayı gerektiriyor diye karara vardığımızda işe belgesellerden başlamak eğlenceli olur diye düşündük. Eğer sizlerde ucunda fikir sahibi olmak isterseniz dünyanın vaziyetinin. Earthlings-Dünyalılar belgeseliyle başlayabilirsiniz serüveninize. Elbet görecekleriniz hoşunuza gidecek şeyler olmayacak ama zaten onların varlığı bizi de bu yola sevkeden, bir şeyler yapmak zorunda hissettiren. Bu yüzden "görmemek bilmemek daha iyi, yaşar gider keyfime bakarım aman ben almayayım" demeyin. ÇOCUKLARIN HAYATI, GELECEĞİ TEHLİKEDE!

Tüketimlerimizi düzenleyerek ve çılgınlık dalgasından koparak ilk adımı atabiliriz. Eskimeyen kıyafetlerimizi MODA ADI ALTINDA yenilemeyi önce seyreltip sonra sıfıra yakın hale getirebiliriz mesela (neyse ki bizim hiç öyle alışkanlığımız yok, eşofman forever bir aileyiz :) ya da en basiti ekmek israfından kaçınabiliriz, artık yemeklerimizi sokak hayvanlarıyla paylaşabiliriz, kullanmadığımız ardiye bekleyen eşyaları kullanmak isteyene ulaştırabilir bize lazım olan eşyaları satın almadan önce çevremizde elinde bu eşyaları fazladan bulunduran var mı buna bir göz atabiliriz. Ucundan kıyısından paylaşıma bulaştığımızda bizi içine çekecek eşsiz tatlar yaşatacaktır zaten.

Dünyadaki dengenin bozulmasının sebebi tüketim ve üretim arasındaki ilgi. Bizler tükettikçe üretmeye çabalıyoruz halbuki tam tersi olmalı ÜRETİLEBİLEN KADARINI TÜKETMELİYİZ. Dünyayı sonsuz bir kaynak gibi görmemiz empoze ediliyor olabilir, ama öyle değil! DÜNYANIN DA KAYNAKLARI SINIRLI VE CEPTEN YİYORUZ!

Bu anlamda bir dönüşümü önce kendi günlük yaşantımızda devreye sokmalıyız,
*yürüyebilme fırsatımız varsa motorlu taşıt kullanmamaya çalışabiliriz mesela en azından haftada bir
*stresten kurtulmak için haftasonu alışveriş yapmak yerine sahilde minik bir koşu yapabilirsiniz yada
*dişinizi fırçalarken açık musluğu farkettiğiniz anda kapatabilir
*tasarruf ampulü kullanabilir, kullanmayanı uyarabilir
*cep telefonu veya bilgisayarınızı mümkün olduğunca ömrü dolana kadar kullanıp model yenileme furyasına katılmayabilirsiniz.
*size dayatılanı değil de gerçekten ihtiyacınız olanı seçerek fark yaratabilirsiniz
*her gece ampullerle aydınlanmayıp bazen mumları yakıp romantik akşamlar geçirebilirsiniz :)
* ve en önemlisi ÇOCUKLARA AZ TÜKETMEYİ ÖĞRETEBİLİRSİNİZ, ONLARA BU KONUDA ÖNCÜ OLABİLİRSİNİZ!

Birlikte konular belirleyip bu konularda konuşup ortak kararlar aldıkça ve bu kararları yavaş yavaş uyguladıkça evliliğinizin ömrü uzayacak,hayattan daha fazla zevk alacaksınız. Sürdürülebilir yaşamın hayatınıza girmesiyle birlikte amaçlarınız olacak ve heyecanınız hiç bitmeyecek :) Bunların garantisini veriyorum!

Bu blogdaki popüler yayınlar

Isırgan Otuyla Doğal Yoğurt Mayası Nasıl Yapılır?

Aa! Ekşi yoğurttan peynir yaptım, ekmek mayaladım :)

Rıza'nın İmalatı (Manufacturing Consent)